26 Aralık 2010 Pazar

Midterm Time II

Bu hafta sınava devam ettik, geçen hafta sunumlarını yapamayan arkadaşlar bu hafta yapma fırsatı buldu. neyse ki ben geçen hafta sunumunu yapabilen şanslı gruptandım:) ama bu hafta sunum yapan arkadaşlar bence daha şanslıydı, çünkü geçen haftaya oranla daha rahat bir ortam vardı- yada bana mı öyle geldi. yok yok bence bu hafta sınıftaki gerginlik daha azdı. tabi bunda, hocanın geçen haftaya oranla sınıfa daha fazla tavsiyede bulunması ve yorumlarını katması etkili oldu diye düşünüyorum. geçen hafta hocamız belkide sunumlar hakkında ön bilgisi olmadığı için pek fazla yorum yapmamıştı sadece izlemişti-bir kaç yorum hariç. ama herhalde geçen hafta yaşadığımız performans kaygısını gördüğü için, bu hafta sunum aralarında yorumlar yaptı hatta sunumlar sırasında araya girip sorular sordu böylece sunum daha interaktif oldu. sunumların interaktif olması için sınıftakilerin de katılması gerekliliği konusunda küçük bir uyarıda bulundu. böylece izleyici arkadaşlarında katılımıyla gerçekleşti sunumlar. tabi birde geçen hafta sunumlarını yapıp bu hafta sadece izleyici olarak derste bulunanlarının (benm gibi) sayısı da az değildi. sınıfın yarıda fazlası performans kaygısını atlatmış ve rahat durumdaydı. tabi bu söylediklerim ilk sunum için geçerli değil:) ilk sunumu geçen hafta heyecanlanan ve sunumunu bitiremeyen Habibe arkadaşımız yaptı. tabi geçen haftakinden daha fazla stress yaşattı bizlere. belki de oturduğumuz yerde ondan daha fazla gerildik umarım bunu çok fazla hissetmemiştir. genel olarak yapılan sunumlar güzeldi fakat beni şaşırtan derslerde gönüllü olarak çıkan arkadaşlarımızın sunumları sırasında heyecanlandıklarını dile getirmeleri oldu.
Evet, son hafta girdik artık. Ne yazık ki her güzel şey gibi bu derste bitiyor:(
Finalle ilgili kafamda net bişeyler(ne zaman yapılacağı ve içeriğinin ne olacağı gibi) oluşmasa da çarşamba gününe kadar umarım birşeyler hazırlarım yada belki birşeyler belli olur.

20 Aralık 2010 Pazartesi

Midterm Time

Geçtiğimiz hafta sınavımız vardı sınav dediysem dersimiz diğer derslerden ne kadar farklı ve eğlenceliyse sınavı da öyleydi tabiki. eğlenceliydi eğlenceli olmasına ama nihayetinde sınavdı adı işte. 3 dakika gibi çok kısa bir sürede kendimizi anlattığımız bir sunum yapmamız bekleniyordu. benim için bu gerçekten zor bir sunum olacaktı çünkü hem zaman kısaydı hemde kendi hakkımda konuşmaktan pek zevk almıyordum. şu güne kadar çevreme kendimi tanıtmak yerine, onların kendilerinin tanımasının tercih ettim hep. O yüzdendir ki farklı ortamlarda tanıştığım farklı arkadaşlarım beni birbirinden farklı tanımlar. kendini tanıtmak hemde kendi ağzından bu benim yapabileceğim birşey değildi bu sebepten bende bi arkadaşımın rolünü oynamaya karar verdim ve dersi alan bir arkadaşımdan(ceydadan) bana eşlik etmesini rica ettim.(lakin ceyda'nın hastalanması:) beni başka alternatif yollara itti. neyse ki ev arkadaşım hemen yardımıma koştu burdan özgeye teşekkürler ). sınıfa gelirken hazırlık yapma imkanı bulabildik sadece, o yüzden ilk biz yapalım ki unutmayalım diye konuşmuştuk ama beni bir sınav heyecanı sardı ki kalkamadım yerimden. bana eşlik etmek için gelen arkadaşımın ısrarlarıyla kalkabildim ancak, bu ilginç oldu biraz tabi tam tersi olması gerekirken o beni kaldırdı zorla. sınav kaygısını bu denli yaşayacağımı hiç düşünmemiştim özellikle de bu derste. sunumum yada bir başka değişle oyunumuz planladığım gibi gitti. arkadaşlarımın ağzından kendimi anlatmaya çalıştım. tabi bunu yaparken beni yakından tanıyan arkadaşlarımdan da yardım aldım. sağolsun arkadaşlarım gayet acımasızca eleştirmişler beni tabi güzel şeyler de eklemeyi unutmamışlar(onlara burdan teşekkürü bir borç bilirim). performansımdan sonra o kadar çok rahatladım ki bu hafta blog yazmayı unutmuşum :) bigün rotarlıda olsa yazmak istedim sınav zamanımızı. iyiki cesaretimi toplayıp çıkmışım sahneye yoksa bir hafta bu stresle yaşayamayacakmış:) gelecek çarşambayı iple çekiyorum nasıl olsa ben sadece izleyici ve sınav kaygısız olacağım

12 Aralık 2010 Pazar

Sınıfta yabancı mı var?

Haftalar geçtikçe birbirimize daha da çok alışıyoruz. ilk haftaya nazaran daha rahat oynuyoruz birlikte gülüp birlikte yeni fikirler çıkarmaya çalışıyruz. ya birbirimizin rezilliklerine alıştık yada hocanın oynattığı grup halinde hareket ettiğimiz strateji oyunları işe yaramaya başladı. açıkcası, hoca bu hafta konuklarımızın olacağını söylediğinde biraz tedirgin oldum. aslında dersin başında gelselerdi yine etkilenirdim durumdan ama neyse ki biz derse ısınmıştık onlar geldiğinde.
Derse ısınma hareketleriyle başladık. bu haftaki ısınma hareketleri grup olarak yaptığımız hareketlerdi ve bir kez daha birlikte hareket etmeye çalıştık. dışaraya bir arkadaşı gönderdik ve kendimize bir lider seçtik. grup liderinin yaptığı hareketleri sınıftaki herkes tekrarlamaya başladı dışarıdan gelen arkadaş hareketleri kimin yönettiğini saptamaya çalıştı. ilk arkadaş başarılıydı 3.de de olsa buldu fakat ondan sonraki arkadaş az kalsın kafayı yiyordu. nitekim bulamadı:) gerçekten oldukça zor bir oyundu biz de elimizden geldiğince hızlı olmaya çalıştık ki hareketleri ilk kimin yaptığı anlaşılmasın. daha sonra iki gruba ayrıldık ve iletim oynadık (başka isim bulamadım) bu oyunda gruptaki kişilerle aynı amaçları paylaşıyor olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim. bazen aynı ekipte yer aldığın takım arkadaşların seninle aynı isteğe, şevke sahip olmaya biliyor bu da seninde performansını etkiliyor.
daha sonra hocamızın verdiği bir diyaloğu olağan anlamının dışında bir olay örgüsü içinde kullanabilmekti ki bence biraz zorlayıcıydı. aslında zorlayıcı olması akla gelen olayların kolay sergilenemiyor olmasından kaynaklanıyordu. mesela benm aklıma ilk başta mikrop-akyuvar karşılaşması gelmişti(ki daha sonra bağışlık sisteminin anlatıldığı bir derste çok rahat kullanılabilir bir analogy olabilirdi) ama mikrobu ve alyuvarı kostümsüz oynayamadık ya da hayal gücümüz yetersiz kaldı.
daha sonra BUSOS'tan bir grup arkadaş dersimize katıldılar ve bizim ilk hafta gerçekleştirdiğimiz çalışmaları tekrardan yaptık. bu çalışmaları tekrar yaparken 8 haftada neler değişmiş daha iyi anladım, nerdeydim nereye geldim. ama yeni gelenlerinde performansına diyecek yoktu açıkçası. hatta birçoumuzdan daha iyilerdi, düşündürücü(!).
Midterm'e 3 gün kaldı bir taraftanda midterme hazırlanıyorum nelerden bahsedeceğimi belirlemeye çalışırken diğer taraftanda nasıl bir sunum yolu geliştirebilirim onu araştırıyorum.
hadi hepimize kolay gele...


5 Aralık 2010 Pazar

hayattın içinden kesitler

bu hafta hafta blog yazmayı unutmuşum son dakikada aklıma geldi oyüzden kısa keseceğim biraz
bu hafta hocamız derse bizden önce gelmişti bu biraz şaşkınlık yarattı arkadaşlarda hatta bazı arkadşlar, hoca nasıl olsa geç gelir diye geç geldiklerini itiraf ettiler. demek ki öğrencilerimizi arada bir şaşırtmak gerekiyr:)
bu hafta derse farklı bir ısınma hareketiyle başladık. hiç bir kural olmaksızın grup olarak 1den 10a kadar saymaya çalıştık, sayısız girişimlerimiz sonucunda en fazla 9a kadar sayabildik. yakınımdaki bazı arkadaşlar bir kural oluşturmaya çalışsa da diğerlerinin bundan haberi olmadığı için bi sonuca ulaşamadık. kaosun olduğu ortamlarda her kafadan bir ses çıktığı için koskaca bir grup öğrenci 1den 10a kadar sayamadık:( sonra sınıfta mısır patlattık:)
ısınma hareketlerinden sonra doğaçlamalarımıza geçtik ben tam anlamıyla bir felakettim heralde:(
sahne de birçok konu hakkında konuşabilirim ama konu, benim hiç ilgi alanım olmayan şifreli mesjlar olunca direkt çuvalladım çok çalışmam lazım anne çokkkk...
son olarak tartışma programı gerçekten çok saçma sapandı(tam istediğimiz gibi) ve çok eğlenceliydi. aramızda bu işi çok iyi yapan arkadaşlar var tebrik ediyorum kendilerini:)
bu haftalık bu kadar